Değersiz insanları şöle amına koduğum çekil deyip hayatınızdan atınca hafifliyorsunuz, molped reklamındaymışsınız gibi hoplaya zıplaya yürüyorsunuz. Etrafa gülücükler saçmasanız bile içinizde çiçekler açıyor yine.
Sizin sevilmenize ihtiyacınız yok, benim de. Kendinizi sevin. Sürekli değişin. Düşünceleriniz yaptıklarınız falan her şeyi değiştirin. Başka tarzlar başka şeyler öğrenin. Nabza göre (Yakın ilişkilerde ilerleme kaydetme aşamalarını öğrenmek de dahil olabilir.)
Özgürleşin. Çünkü şunu öğrendim.
Farklı bir düşüncenin bulunduğu bir toplumda bulundum. Değişikk bir düşünce paylaşılan enerjik bir ortamdı. Kaba insanlara rastlamayacağınız, aksine bakımlı kadınlara ve sabahları röpteşambır giyen beylere rastlyacağınız bir ortam. Kasıntılı bir elitlik olmayan ama alttan alttan şşş elini indir diyen bir ortam...
Velhasıl kelam, bu bulunduğum ortamın benim katıldığım etkinliği bir tiyatro oyunuydu. Spütüel bir inanış barındıran oyun halka yakındı da. Bu inanışa göre (böyle söyleyince gizli bir cemiyetin gençlik kollarına katılmışım gibi oldu amk) bu yaşadığımız dünya aslında gerçek dünya değilmiş. Gördüğümüz herşey bir ilüzyonmuş. Aslında maddesel bir ortam değilmiş. Ve bence belkide başka bir gezegenin cehennemi. Ve bizim asıl yerimiz, gerçekten ruh eşimiz varmış. Oradaymış. Burada değil. Yansıma üçgeni vs. var ama girmiycem o konuya. Yani arkadaşlar. Her şey mümkün. Bakın, HER ŞEY MÜMKÜN.
Yani, sikik sikik şeyleri kafaya takıyoruz. Boşa yapıyoruz bunu aslında. Biliyorum, mümkün değil üzülmemek biliyorum ki.
Neyse siz aldınız mesajı ödgfhjlkl
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder