9 Haziran 2013 Pazar

Olum her şey üstüme geliyor aq. Kafayı yemek üzereyim. Herkes bir tepki gösterme eğiliminde. Ben bunların yansıyan yüzü oluyorum sadece.
Bu gün çok tatsızdı, bir sürü şey duydum ve bu duyduklarım gazete manşetlerinde 'Küçük kalbi buna dayanamadı,' şeklinde yer almama sebep olacak derecede.Bakın anlatayım. Şöyle başladı;
Annem benim canımdır. Birbirimize bağırırız ama geçer gider. Onlara takılıp kalmayız. Kavgaya tutuşur, ardından öpüşür koklaşırız. Gel gelelim ki ben bu annemin bağırışlarını yıllardır şahitlik ediyorum ve insan anlıyor ki sussan da susmasan da aynı bok. E susmaktansa bağır çağır değil mi? Öyle yapıyorum zaten.
Bağırış çağırışlarım babamın tembel ve sorumsuz hareketlerinden ötürü anemin sinirlenmesi sonucunda bana patlamasıdır. Babam sorumsuz ve vurdumduymazdır. Annem diktatör bir kişiliğe sahiptir ve çok çakışırlar. Bu olaylarda da genelde annemi haklı bulurum. Çok şükür ki iki köz iki kulak ve bir beyne sahibim. Herkes bir beyne sahip olacak kadar şanslı değil malesef.
İşte odam falan dağınıktı, söylendi falan. Bağırıştık. Böyle olunca benim motivasyon ve pozitif bakış açım sıfıra indi.
Günün ilerleyen saatlerinde odamda bilgisayarın başında sıkılmakla geçirirken annem hadi kalk gidelim dedi. E gittik gezdik. Kiracının verdiği parayı yanlış saymış annem. Taksit ödeyemedik. Diğer kredi kartlarından da ödeme yapamadık. Şimdi uzun hikaye. Bir nevi rezillik. Sinir oldum mu bir de orada.
Ondan evvel otobüste annemle lafladık. Babam gene iş için Rusya'ya gidiyormuş. Daha önce de yapmıştı, çalıştığı işten zararlı çıkmıştık. Orada saçma sapan harcamalar yapıp borca girmiştik. Annem tahminlerde bulunmuştu babamın hayatına dair. Rüyaları gibi o tahminlerin çoğu da doğrulanmıştı babamın davranışlarıyla. Ve şimdi de Rusya'da işini yolunu yordamını ayarlarsa, buraya dönmeyeceğini bilirse, orda kendine yeni bir hayat kurarmış. Bütün kafam sikildi yemin ediyorum. Beynim eror veriyor şuan. Beyin fonksiyonlarım tersine işliyor.
O gözümdeki baba gitti yerine bambaşka birisi geldi. Rus kızlar kolunda, çoluğu çocuğu sikip atmış bir kenara, yiiyip içip gezen bir adam. Tiksindim ve dünyadaki en aciz en saf ve en gerizekalı yaratığın ben olduğuma karar verdim. Olaylara hep tek yönden bakıp şekil vermeye çalışan, sürekli kendini öne atan, kendini yıpratan, her şeyin değişip, sabah uyandığında da farklı, herkesin daha mutlu olduğu bir dünyaya uyanacağını sanan aciz bir yaratık.
Bir kez daha anlıyorum ki insanlar değişmiyor, geçici olarak taktıkları maskeleri değiştiriyor ve biz salaklar da buna inanıyoruz. Bu gece de kafamı yastığa koyduğumda yapılan haksızlıkları düşüneceğim.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder