30 Temmuz 2015 Perşembe

Sen De Bu Şiiri Ona Okursun

Defterlerimin sayfalarına bir kaç çift rakam düşüp
Gittiğini yazdım.
Gittiğini, dönmediğini, kırdığını
Dağıtıp, yıktığını.

En iyi yaptığın şeyin konuşmak olduğunu
Ama hiç konuşmadığını,
Ellerimden tutmadığını ki
Bir zamanlar içlerini öptüklerini.

Ben küçük düşünenim.
Çok seveninim.
Kocaman bir şehirde
Küçücük yazılar yazan birisiyim.

Sen benim sevgilim,
Bense senin eski sevgilinim.
Bu hep böyle kalır çünkü
Yaşayamayacak kadar kırgınım.

Asla sözünden dönmezsin ya sen
Sana da geri dönmem dedin.
Ama belki yıllar sonra
Bir yerlerde
Omzuma yaslanır
Sen de bu şiiri ona okursun.

28 Temmuz 2015 Salı

‘’Bana başka gülüyor, “Ben de seni sevecek gibiyim ama daha değil” der gibi gülüyor. Bekle diyor sanki bana. Ben de bekliyorum…‘‘
Hastasın sen. Sinirlerin bozulmuş. Delirmişdin. Aynı halan gibisin. Yazık...
Az önce bir babanın sevgi sözcüklerini okudunuz. İyi geceler.

27 Temmuz 2015 Pazartesi

bir gün olur da ayrılırsak, beni asla unutma. seni anışımı, seni sevişimi, sana olan derin ve bitmeyen özlemimi, unutma. 
sana kendi sesimden okuduğum sözleri, sana kendi sesimden, kendi yüreğimden hediye ettiklerimi unutma. 
bir gün, olmaz ya. olur da ayrılırsak, senin uğruna gülüşlerimi, senin uğruna ağlayışlarımı, titrek ellerimle seni sıkıca - hayata tutunurcasına - tutuşlarımı ve seni bir caddede yağmurun altında birçok şeyin pahasına öperken ellerine dökülen o yaşları unutma. çünkü ben bana o anki hüzünlü bakışını asla unutamam.
beni unutma. kendi kıyılarında boğduğun beni, içinden sıyrılamadığın, içinde boğulduğun seni, unutma. 
kendi kendine konuşup ben sandığın o günleri, 
düşlerimizi, 
onlardan yaptığımız dinamitleri. unutma. 
balıkların nefes alamamasından yakınışımı, kuşların kafeslere konuluşuna ettiğim tüm isyanları, asla unutma.
ve unutma, içinde bir kaçakçı yaşatıyorsun, bana vurgun. onu asla unutma.

26 Temmuz 2015 Pazar

Bir Kadını Hak Ederek Sev

En son ne zaman bindiğin metroda çift kişilik bir koltuk aradın? Ne zaman bir kadının üşüyen ellerini ısıtmak için önce kendi ellerini nefesinle ısıttın? Kaç kadını sevdin tepeden tırnağa tüm yalnızlıklarıyla? En son ne zaman kör inadını kırıp ta mağlup ayrıldın haklı olduğun kavgadan?
Sevdiğin kadına kulak ver, basit bir cümle. Onun cümlelerine değil gözlerine bak. Söyleyemediklerini bul, sonu üç noktayla devam etmek zorunda kalan geçmişini araştırma. Kıyma bir kadının gözyaşlarına. Hayallerinin katili olma, illa da katil olmak istiyorsan korkularının katili ol. Göster ona bir erkeğe nasıl güvenileceğini! Sol yanına yasla mesela, sevişme içgüdüsü beslemeden uyu. Öyle sarılsın ki sana tüm öpüşmeleri unut ve ömrün boyunca seveceğin kadınlarda onun sarılmasını ara.
Bir kadını hak ederek sev. Gözyaşlarının akmasına izin verme. Gerektiğinde sen de kat gözyaşlarını onun acısının en koyu yerine. Çekinme acıdan, bir kadının dudaklarının silemediği acı tanımadım ben. Hayal kuran insanlara çocuk gözüyle baktığın zamanlar, çocukken ne kadar masum olduğunu getir gözlerinin önüne. Kendi çocukluğunu canlandır, yıldızlara bakıp ta karşı apartmanda oturan ismini bile tam bilemediğin kıza aşık olduğun kızı hayal ettiğin yarım kalan çocukluğunu hatırlat kendine. Gülümse, bir hayal daha kur. Mesafelere aldırma, en büyük mesafe arasında birkaç santim kalan dudaklarının birbirine dokunmasından korktuğu andır kimi zaman. Mesafeler için bir kadından vazgeçeceksen, ucunda ölüm olduğu için yaşamaktan da vazgeç.
En son ne zaman sevdiğin kadını bekledin bir cumartesi akşamı şehrin en işlek caddesinde yağmur tepeden tırnağa seni ıslatırken? Aklından onlarca sitem geçtiği halde tek görüşte tüm öfkelerinin sesinin kısıldığı anları bilirsin işte, vazgeçme bunları düşünüp te. Huzuru çok arama, huzur hayalindeki şehir de değil, sevdiğin kadınla yan yana hayaller kurabildiğin şehirde.
Bir kadını sevmekten korkma adam, bir kadının silemediği yara izi tanımadım ben. Eninde sonunda ucu ölüme çıkan kısacık ömründe bir kadını hakkıyla sevmiş ol en azından…

Affet

Eğer seni kırdıysam
Darıl bana
Ama bir gün beni ararsan
Bak ruhuna

Birden gecem tutarsa
Güneşi çevir bana
Sevgilim bağışla
Biraz zor olsa da

Affet beni akşamüstü
Gölgem uzarken
Öğleden sonra affet
Ne zaman istersen

Affet beni gece vakti
Ay doğmuş süzülürken
Sabaha kalmadan affet
Tam ayrılık derken
Çünkü sen çölüme yağmur oldun
Sen geceme gündüz oldun
Sen canıma yoldaş oldun
Sen kışıma yorgan oldun

Kaynak: http://yeni-sarkisozleri.blogspot.com/2014/10/muslum-gurses-affet-sarki-sozu.html#ixzz3gzwmjSoU
"yeniden konusuruz belki bir gün, belki bir yerde. ama nasıl?  yeniden karşılacağız seninle. ama nasıl?.. yazmıyorum sana, gelmiyorum, sen de gelmiyorsun. sen çoğu zaman buralı bile değilsin, belki de hiç olmadın. ben kendimi kandırdım belki, kendi kara sevdamla. seninle bilmem hangi diyarda görüşmüştük. senin o bakışların neydi.. delip geçen, insanın içini ezen o bakışlar neydi.. o ses, o duruş, o gülüş. onlar neyin nesiydi öyle? inan, hala aklımdan çıkmıyor bir saniye. sen neydin öyle?.. Tanrı'nın bana gülümsemesi miydin yoksa sen.. ya sen. sen ne dersin? söylesene sen nerdesin. o gülüşler hala o dudaklarda mı? bilirsin, ben o dudakları öpmeye utanmıştım. belki de kıyamamıştım, bilmiyorum.. şimdi hangi utanmaz esir aldı dudaklarını. kime tutsaksın, söylesene sen nerdesin? kaç gece seni ağladım ben. yağmur oldum yağdım kaç kere senin üzerine. duydum ki, o yağmurlarda şemsiyeni yanından hiç eksik etmemişsin. yıkıldım. kendi enkazımın altında kaldım. kendim, sendin. ama seni o enkazda bulamadım. sen, saklanmıştın ya da sen sadece aklımın bana bir oyunuydun? söylesene, nerdesin?"

Bir Kaşık Su

Tuttuğum eller beni kıyıda bıraktı.
Yüzme bilmeyen bir kızdım. Boyumu geçiyordu dalgalar. Ben daha yüzmeyi öğrenemeden dalgalarlaydım. Kafamı daha sudan yeni çıkarmış o derin nefesimi alırken başka bir dalganın esiri oldum.
Yüzmeyi öğretmesini bekledim açık denizlerin yüzücüsünden.
Kıyıdaki o çırpınan kız onun için ne kadar zor olabilirdi ki? Neden öğrenenemesin yüzmeyi?
Ama korkak bir insana korkusunu unutturmak yüzücünün tahmininden de zormuş anlaşılan. Kendini bir türlü suya bırakamayan kız açık denizlerin oğlanıyla beraber. Kız korkuyor sabrını zorlamaktan. Kız çekingen. Canı emanet oğlana. Ne dese yapacak. Öğrenmek istiyor kız çünkü. Belki beraber kulaç atarlardı açık denizlere? Kim bilir yelkenlilerle yarışırlardı fırtınalarda? Balıklarla kovalamaç oynarlardı?
Kızın uğraşları yetersiz kaldı haliyle. Çocuk kızın yüzebileceğine dair inancını kaybetmişti. Diyordu ki olmaz, bu kız yüzemez. Denizin sığına ait bu zavallı kız.
Kız kendince çırpındı dalgalı denizde.
Oğlandan yardım eli istedi. Sen yüzme dedi kız, ben sana yüzeyim kal orada dedi.
Oğlan dev dalgalarla mücade etmiş zamanında, şimdi boynu bükük sahil dalgalarına mı boyun eğecek?
Beklemekten sıkıldı oğlan.
Yüzmeyi öğrenemeyecek bu kız, her kulacı derine bu kızın, her hareketinde batıyor.
O kız, yarın öbür gün ölecek. Çünkü çok kez bırakıldı eli.
Çok su yuttu oğlanın denizinde.
Çocuğun balık gibi yüzüşü, kızın zor nefes alışlarıyla aynı kulvarda değildi.
Kız tam elini tutacakken oğlanın, oğlan o eli tutmadı. Halbuki yüz demişti, elini tutacağım. Belki o zaman boğulmazdı kız?
Git dedi şimdi de, git daha fazla gözümde küçülme.
Halbuki gidildikçe küçülmez miydi kız?
Kız eninde sonunda yüzmeyi öğrenir elbet, çocuk başka sulara açılırken.
Başka elleri tutacakken çocuk, belkide kız onca yaşanmışlığın altında boy verir.
Ve umarım kızın nefesi tekrar suyun üstüne çıkmaya yetmez.
Bazılarımız için su korkuyken, bazılarımız susuz yapamaz.

25 Temmuz 2015 Cumartesi

Günlüğümdeki her üç cümleden birinde senin ismin geçiyor ve seni sevmediğimi düşünmene dayanamıyorum.
Ne ben kalkabileyim uyuduğum uykudan ne de beni hatırlasınlar.

16 Temmuz 2015 Perşembe

Bir sürü küçük küçük hatıralarım var seninle. Parça parça hepsini hatırlayabilirim, detaylı bir şekilde. Ama dönüp büyük resme baktığımda o küçük jestleri vs bi tarafa bırakıp sadece o gülüşünü hatırlıyorum.
Hani böyle görüyoruz ya internette bloglarda falan, herkes sevgilisinin gülüşüne yazıyor. Saçma gelirdi bana. Meğerse o gülüşmüş insanın içini yakan. İnsana her şeyi o gülümseme hissettiriyormuş. O sebepleymiş yazılan o şiirler.
Bak güllüsü, ben seni içimden atamam. Eğer mahvoluşumu her gün görmek istiyorsan git, süründür beni nolur. Belki o zaman sevdiğime inanırsın?
İnan bende hayatımı yaşamak istiyorum artık, seninle.
Bizi bitiremeyeceksin sevgilim.