"yeniden konusuruz belki bir gün, belki bir yerde. ama nasıl? yeniden karşılacağız seninle. ama nasıl?.. yazmıyorum sana, gelmiyorum, sen de gelmiyorsun. sen çoğu zaman buralı bile değilsin, belki de hiç olmadın. ben kendimi kandırdım belki, kendi kara sevdamla. seninle bilmem hangi diyarda görüşmüştük. senin o bakışların neydi.. delip geçen, insanın içini ezen o bakışlar neydi.. o ses, o duruş, o gülüş. onlar neyin nesiydi öyle? inan, hala aklımdan çıkmıyor bir saniye. sen neydin öyle?.. Tanrı'nın bana gülümsemesi miydin yoksa sen.. ya sen. sen ne dersin? söylesene sen nerdesin. o gülüşler hala o dudaklarda mı? bilirsin, ben o dudakları öpmeye utanmıştım. belki de kıyamamıştım, bilmiyorum.. şimdi hangi utanmaz esir aldı dudaklarını. kime tutsaksın, söylesene sen nerdesin? kaç gece seni ağladım ben. yağmur oldum yağdım kaç kere senin üzerine. duydum ki, o yağmurlarda şemsiyeni yanından hiç eksik etmemişsin. yıkıldım. kendi enkazımın altında kaldım. kendim, sendin. ama seni o enkazda bulamadım. sen, saklanmıştın ya da sen sadece aklımın bana bir oyunuydun? söylesene, nerdesin?"
26 Temmuz 2015 Pazar
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder