Söz verdiğim gibi sık yazmaya başladım. Ama ben sorumsuz birisiyim, bu gün yaparım derim ertesi gün yapmam falan. Tamam, konuya giriyorum.
Hayata niçin geldik? Var mı fikriniz? Farkında mısınız ne yapmanız gerektiğinin? Ben farkındayım ve biliyorum. Ama lakabım sorumsuz oldu resmen. Okulumdaki hocalarım, arkadaşlarım, annem, hatta bazen ağabeyim -abim lan işte- bile bunu dile getiriyor. Durum öyle gözüktüğü gibi değil.
Ben psikoloji adamıyım biraz. Hani kitaplar, filmler falan sarıyor bayağı. İnsanları iyi gözlemler, iyi çözümlerim. Yaşıtlarımı da izliyorum haliyle. Anladığıma göre çoğu arkadaşım neden okulda olduğunu, neden derslerinin iyi olması gerektiğini pek bilmiyor. Okula geliyorlar çünkü anneleri babaları öyle olması gerektiğini söylüyor, ders çalışmaları, sınıfta kalmamaları gerekiyor çünkü kalırlarsa evde bir ton azar işitecekler. Çok samimi söylüyorum annem kızacak diye notlarımı kurtarmaya bakmadım. Çünkü aptallık olur, çünkü benim gerçekten bunu yapmam lazım kendim için, bir hedefim var. Bu yıl kalabilirim ama. Şaka şaka. Ben bir de kitap yazacaktım bakın konu nereden nereye geldi.
Ya şöyle yaşayıp gidiyoruz da uzaktan hiç baktınız mı hiç kendinize? Ben baktım, nasılız biliyor musunuz? Bir avuç insanız ve kendi saçmalıklarımızın içinde çırpınıyoruz.
Okula gitmek için hiç direnmedim. Tamam, bazı sabahlar götüm tutmadı ama olsun, genelleme yapıyoruz burada.
Kendi hayatımdan örneklendiriyorum; annem işe gidiyor, yoruluyor, eve gelip yemek yapıyor, saat geç oluyor ve annem zaten yorgun olduğu için günü bitiyor, uyuyor. Haftanın altı günü işe gidiyor ve kendisine ayırabilmek için pazar günü kalıyor ve o gün de temizlik yapıyor. Temizlik yapınca hem yoruluyor hem de ne gezebiliyor, ne sosyalleşebiliyor, ne de zihnen rahatlayabiliyor. Sürekli bir şeyleri yapmak zorunda, o camı silmese birisi ona çıkıp pis mi diyecek? Yahu desin! Pisim ulan! Sildiğim o cam bana ne katacak? Hiçbir şey. Etrafımda bir sürü böyle insan var. Hadi onlar hayatını yaşayamıyor diye bir üzüldüm, iki üzüldüm, üçüncüde kabullenmeye başladım. Ama kötü olan ve asileştiğim nokta şu; beni de bastırmaya ve kendilerine uydurmaya çalışıyorlar. Kendi kuralları var. Kural diye bir şey yok arkadaş. Popüler fikirler var. Onların istekleri var. Benim de var tabii ki.
Sanat severim ben. Hatta bununla ilgili fotoğraf da atacağım. Benim farkımda değiller. Böyle çok üzüldüğüm bir anım var;
Babama dedim ki bana bir tuval al da resim yapayım hazır ilham gelmişken. Şöyle olmadı böyle bahaneler, en sonunda aldı bir tane parasına kıyıp. Ben de bir resim yaptım. Güzel de oldu, amatörüm ama olsun. Annem bayıldı, geçti karşısına izledi falan. Babam da dönüp dedi ki "O kadar para verdiğime deymiş."
Paranı sikeyim. O siktiğimin sigarasını almaya para buluyorsun, ben söz konusuyken - çocuğun yani- paran kıymetli oluyor. Götüne sok paranı. Affedersiniz, kendimi kaybettim.
Ve ben o resmi, evin ilk çivisini salona sokup, astırdım. İnat ettiğimde tam ediyorum sanırım.
Benim farklı olmama karşılar ailemin çoğu. Baskıcı ve diktatörler. Ay şu ayıp, bu ayıp. Eh ebenin herekesi artık ya! Ya şimdi ben burada ergen gibi atar yaptığımın farkındayım ama bunun adını da siz koydunuz, "ergen gibi," diye diye. Böyle olmuyor mu sizin hayatınızda da. Eminim ki oluyordur. Hepiniz kısıtlanıyorsunuz, baskı altındasınız. Çoğunuz da sömürülüyor. Yıpratılıyor, sindiriliyor. Buna izin vermeyin. Buraya geldiniz çünkü hayatınızı yaşamanız lazım, çünkü oyununuzu oynamanız lazım, çünkü hepiniz bunun için buradasınız. Çünkü mutlu olmalısınız, yapabildiğiniz her şeyi yapmalı, deneyebildiğiniz her şeyi denemeli ve tadabildiğiniz her şeyi tatmalısınız. Çünkü sadece bu oyunda tek bir canınız var. Ölene kadar ölmemeye ve mutlu olmaya çalışın ama mutlu olacağım diye boş şeylerin peşinde koşmayın. Parası olan arkadaşlarım da var, şuan çoğu orospu, o yüzden arkadaşım değiller artık. Bazıları da gerçek mutluluğu arıyor. Yani mutluluk uzakta değil. Unutmayın li sahip olduğunuz her şey size bir mutluluk getirisidir ve karşınıza çıkan her sorun bir tecrübe fırsatıdır, onları sakın kaçırmayın. Hayata sımsıkı tutunun. Diğerleri peşinizden gelecektir. Diğerleri dediğim; mutluluk, sevgi ve cesaret.
Eğer hala hayata atılamıyorsanız önünüzde engel olduğundandır. Ben de öyleydim. Öyle olan arkadaşlarım da var, ama onlara üzülmeyi bıraktım çünkü insanlar değişmiyor. Hayata atılmanız için sadece o anlık bir deli cesaretidir, ben bu konuda biraz şanslıyım çünkü delinin tekiyim. Hadi öptüm gözlerinizden.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder